Zayıf olmak sağlıklı beslendiğiniz anlamına gelmiyor
Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Demirci, insanın sağlıklı olması için iyi ve yeterli gıda alabilmesinin çok önemli olduğunu ve zayıf olmanın sağlıklı olmak anlamına gelmediğini söyledi.
“İhtiyaç duyduğumuz besin maddelerini her gün almamız gerekiyor.” diyen Demirci, bir kişinin “sağlıklı besleniyorum” diyebilmesi için “esansiyel besin öğeleri” olarak adlandırdıkları, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral açıdan zengin besin maddelerini tüketmesi gerektiğini ifade etti.
Sağlıklı beslenmede öğünlerin, özellikle sabah kahvaltısının çok önemli olduğunun altını çizen Demirci, “Sağlıklı beslenmede bizim için gerekli kaloriyi temin etmek önemli. İhtiyacımızdan fazlası uygun değil, azı da zararlı. Bunları ikisi de dengesiz beslenmeye giriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Demirci, bir kişinin yeterince kalori ya da gıda alamaması durumunda anoreksiya diye adlandırılan beslenme bozukluğu problemiyle karşı karşıya kalabildiğine işaret ederek, “Bu çoğu zaman isteğe bağlıdır. Bu tamamen kişinin yemeden içmeden vazgeçmesi, ‘diyet yapıyorum’ diye az yemesi… Yeteri kadar besin alamadığı için o kadar zayıflama noktasına geliyor ki o rahatsızlığın artık tedavisi de zor oluyor.” diye konuştu.
HER GÜN 30 GRAM LİF
Aşırı beslenmeden kaynaklanan obezitenin artık dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok yaygın olduğunun altını çizen Demirci, şunları söyledi:
“Bu fazla kalori almamızdan kaynaklanıyor. Bu da dengesiz beslenme. Sağlıklı beslenmede şekerli gıdaları çok fazla tüketmemek önemli. Daha çok sütlü tatlılar ağırlıklı olabilir. Tatlıyı da alacağız, proteini de karbonhidratı da yağı da ama hepsinde ölçü çok önemli. Bizim yanlış beslenme alışkanlıklarından biri de tuzu fazla tüketiyoruz. Bir insana günlük 5 gram tuz tüketimi yeterli ama biz 15-17 gram tüketiyoruz. Sağlıklı beslenme için meyve ve sebzeyi ihmal etmemiz, her gün tüketmemiz lazım. Çok önemli vitaminler ve mineralleri meyve ve sebze sayesinde alıyoruz. Lifler çok önemli, her gün 30 gram lif tüketmeliyiz. Lif konusunda en çok kaynak meyve ve sebzede var.”
Sağlıklı beslenmedeki en önemli öğelerin başında su tüketiminin geldiğini belirten Demirci, bir insanın günde en az 3 litre sıvı tüketmesi, bunun 1 ila 1,5 kilosunun da su olması gerektiğini dile getirdi.
Demirci, kilo konusunda beslenmenin dışında genetik faktörlerin de çok önemli olduğuna dikkati çekti.
SAĞLIKLI BESLENME BİLİNCİ EKSİK
NKÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Alpaslan da Türkiye’de beslenme bilinci ve bilgisinin eksik olduğu kanaatini taşıdığını söyledi.
Dünyada da beslenme ile ilgili araştırmaların da tatmin edici olmadığını aktaran Alpaslan, “Diğer bilim dallarıyla kıyasladığımız zaman beslenme bilim dalında yetersizlikler olduğunu görmekteyiz. Bu da değişik alanlardaki bilim insanlarının konu hakkında yorum yapmasına neden oluyor. Bu beslenme bilgisini en azından ittifak edilen konuların ortaya çıkartılması lazım.” dedi.
Alpaslan, insanların sağlıklı beslenme ile ilgili kafa karışıklıkların minimize edilmesi gerektiğini anlatarak, “Bu konuda neler yapılabilir öncelikle sağlık konusunda herkes tarafından ittifak edilen bazı konuları insanlarla paylaşmak gerekir. Yağlar ve beslenme konusunda sürekli farklı şeyler söylenmekte. ‘Faydalı’ dediğimiz yağlara bugün ‘zararlı’, ‘zararlı’ dediğimiz yağlara ‘faydalı’ der hale geldik. Mesela bunların başında zeytinyağı geliyor. Zeytinyağı herkes tarafından ittifak edilen insanların ısrarla tüketmesi gereken bir yağ.” diye konuştu.
ZAYIF OLMAK SAĞLIKLI OLDUĞUNUZ ANLAMINA GELMİYOR
Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Diyetisyeni Serap Kocaağlar da muhabirine yaptığı açıklamada, sağlıklı beslenme kavramının pek çok kişi tarafından “ideal kilo” olarak algılandığını, bunun doğru olmadığını söyledi.
Vücudun gelişmesi, büyümesi ve günlük işlevini sürdürebilmesi için alınması gereken gıdaların dengeli şekilde alınması halinde kişinin “sağlıklı besleniyorum” diyebileceğini vurgulayan Kocaağlar, “Su içsem yarıyor” ya da “Ne kadar yersem yiyeyim kilo alamıyorum” gibi söylemlerin gerçeği yansıtmadığını ifade etti.
Kocaağlar, vücudunun ihtiyaçlarına göre sağlıklı beslenen, fiziksel aktiviteyi yaşamının bir parçası haline getiren bir kişinin, eğer başka bir sağlık problemi yoksa fazla kilo veya aşırı zayıflık gibi bir sorununun olmayacağını kaydetti.
“Biz çoğu zaman sağlıklı beslendiğimizi zannederek yaptığımız hatalarla çok daha ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyoruz.” diyen Kocaağlar, şunları söyledi:
“Bu kilolu olmayla birlikte çok daha zayıf olmaya da gidebiliyor. Bilinçsiz diyetler, uzun süre aç kalma, mesela bununla çok karşılaşıyoruz. Kendini çok uzun süre aç bırakıyor kişiler ve dengesiz bir tabloyla karşı karşıya kalınabiliyor. Vitamin mineral yetersizlikleri gibi. Yeri geliyor uzun vadede çok kendini aç bıraktığı için önüne geçilemez kilo verişleri ve zayıflamanın önüne geçilememesiyle birlikte zayıflığın sınırının çok altına inebiliyor. Zayıf insan her şeyi tabii ki yiyemez. Ben diyetisyenlik yapıyorum ve bana danışmaya gelen herkes benden önce sağlıklı beslenmeyi öğrenmek zorunda. Zayıfsa da kişiye ‘istediğini ye, çık fast food tüket, kola meyve suyunu serbest bir şekilde tüket’ hiçbir zaman demiyoruz. Ne diyoruz? ‘Sağlıklı yiyecekleri belki miktar sınırlaması olmadan daha fazla yiyebilirsin’ diyoruz.”
Henüz yorum yapılmamış.