Üniversitelilerin yüzde 23’ünde sosyal fobi var
En sık görülen psikiyatrik hastalıklardan biri olan sosyal fobi, üniversite öğrencilerinin yüzde 23’ünde görülüyor. Utangaç olmanın ötesinde olan sosyal fobinin tedavisi ise ilaç ve psikoterapi.
Sosyal anksiyete olarak da adlandırılan sosyal fobinin; bir ya da daha fazla sosyal durumdan rahatsız olmak ve kaçınmak olarak ifade edildiğini dile getiren Dr. Mehmet Yavuz, “Toplum önünde konuşmak, yeni insanlarla tanışmak, kalabalık arkadaş ortamları, kendi fikrini savunmakta duyulan çekinme, karşı cinsle bir ilişki başlatma, mevki olarak daha yüksekte olan kişilerle konuşma gibi durumlar sosyal fobiye sahip kişilerin karşılaştığı sorunlar arasındadır.” dedi.
İMZA BİLE ATAMAYAN VAR
Sosyal fobisi olan insanların, başkaları tarafından yargılanabileceği kaygısını taşıdığı toplumsal ortamlarda mahcup ya da rezil olacağını düşündüğü için herhangi bir şey yapmaktan kaçındığını anlatan Yavuz, “En sık görülen psikiyatrik hastalıklardan biri olan sosyal fobi, özellikle üniversite öğrencilerinin yüzde 23’ünde görülüyor. Utangaç olmanın ötesinde olan sosyal fobi, bu kişilerin hayatını çekilmez hale getirebilir. Öyle ki, kalabalık ortamlarda elleri titrer korkusuyla yemek yiyemeyen ya da imza atamayan insanlar vardır. Sesini iyi ayarlayamayacağını düşündüğü için konuşamayan ve rezil olurum korkusuyla sohbet bile edemeyen kişilerin sayısı ise azımsanmayacak kadar çoktur.” diye konuştu.
İKİ TİP SOSYAL FOBİ
Sosyal fobi iki şekilde görüldüğünü aktaran Dr. Mehmet Yavuz, “Korkular birçok toplumsal durumu kapsıyorsa yaygın tip, bazı durumları kapsıyorsa (başkasının yanında yemek yiyememek gibi) yaygın olmayan tiptir. Sosyal fobi tiplere göre değişmekle birlikte erken ve geç ergenlik döneminde kendini belli etmeye başlıyor.” bilgilerini paylaştı.
SOSYAL FOBİNİN NEDENLERİ
Sosyal fobinin ortaya çıkmasının en önemli nedeninin kalıtsal geçişler olduğunu dile getiren Dr. Mehmet Yavuz, “Eğer aile ya da yakın akrabalarda sosyal fobiye sahip olan kişiler varsa, çocuklarda da görülme oranı artar. Bunun dışında beyindeki kimyasal ve elektriksel bozukluk ihtimalidir. Çünkü yapılan araştırmalar, sosyal fobisi olan insanların seratonin hormonunun normale oranla daha az olduğu göstermektedir.” şeklinde konuştu.
ANNE VE BABANIN BEKLENTİLERİ
“Ayrıca erken yaşta görülen sosyal fobilerde çocuğun yaşadığı bazı durumlarda tetikleyici olabilir” diyen Dr. Mehmet Yavuz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Örneğin; çocuğun okulda veya sınıfta arkadaşları önünde gülünç duruma düşmesi, öğretmeninin sert tutum ve davranışları sosyal fobinin oluşmasında etkili rol oynayabilir. Bunun dışında aşırı koruyucu ya da ret edici, duygusal sıcaklıktan yoksun katı anne ve babalar olabilir. Bazen anne ve babalar çocuklarından yüksek beklentileri olduğunda ve bunlara ulaşılamayınca çocuk cezalandırılabilir, böylece başarısızlık korkusu gelişebilir. Bu durumda sosyal fobinin oluşmasının önünü açar.”
HİÇ EVLENMEMİŞ KİŞİLERDE GÖRÜLEBİLİR
Kızarma ve kaslarda titreme, çarpıntı, titreme, terleme, midede rahatsızlık, boğazda kuruma, kafada hissedilen basınç, kekeleme, seste titreme gibi görülebilecek belirtiler konusunda uyaran Dr. Mehmet Yavuz, “Maddi durumu ve sosyal konumu yetersiz olan insanlarda, eğitim düzeyi yüksek olmayan insanlarda, hiç evlenmemiş kişilerde görülmekle birlikte çocukken aşırı baskıcı ailede yetişen, utangaç çocuklarda da görülüyor. Ayrıca yine ülkemizde baskıcı eğitim anlayışının bir yansıması olarak bu anlayışın içinde yetişmiş nesillerde sıklıkla rastlanıyor.” dedi.
İLAÇ TEDAVİSİ VE PSİKOTERAPİ
Sosyal fobinin tedavi edilerek aşılabilen bir durum olduğunu belirten Dr. Mehmet Yavuz, “İlaç tedavisi ve psikoterapi uygulanır. Sosyal fobide en sık tercih edilen terapi şekli ‘Bilişsel ve Davranışçı’ terapidir. Bilişsel terapide kaygı duyguları ve bu kaygıya karşı oluşan bedensel tepkileri tanıma, kaygı doğuran durumlardaki düşüncelerin ne olduğunu anlama, bunlara karşı başa çıkma stratejileri geliştirme gibi aşamalar vardır. Davranışsal terapide ise model olma, yakınmaların üstüne gitme, belirtileri daha net algılayabilmesi için rol oynama, gevşeme eğitimi, sosyal beceri eğitimi gibi her hastada farklı uygulanabilecek yollar mevcuttur.” diyerek konuşmasını noktaladı.
Henüz yorum yapılmamış.